top of page
Yazarın fotoğrafıAv. Ömür ILICA

Vergi Hukukunda Mücbir Sebep

Türk Dil Kurumu sözlüğünde mücbir sebep; herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel , borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar olarak tanımlanmıştır.


213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13 ncü maddesinde mücbir sebepler: Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, hastalık ve tutukluluk, Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı, su basması gibi afetler, Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler; Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısiyle defter vesikaların elinden çıkması GİBİ haller olarak belirlenmiştir.


V.U.K nun 15 nci maddesinde; 13 ncü maddede yazılı mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zaman aşımı işlemeyen süreler kadar uzar. Bu hükmün uygulamasında mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ıspat veya tevsik edilmesi lazımdır. Maliye Bakanlığı mücbir sebep sayılan haller nedeniyle bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibariyle mücbir sebep hali ilan etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tesbit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve iş yerleri itibariyle beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlemesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde kullanılabilir.


Genel itibariyle mücbir sebep vergi hukuku yönünden yukarda belirtilen kanunlarda açıklanmış ise de 2577 sayılı İYUK nun HMK İle VUK UYGULANACAĞI HALLER başlıklı 31 nci maddesinde: Bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda, hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tesbiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sükununu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında; ancak davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından resen yapılır. Bu kanun ve yukardaki fıkra uyarınca HMK a atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere vergi uyuşmazlıklarının çözümünde VUK hükümleri uygulanır ‘ denilmek suretiyle irtibatlandırılmıştır.


Dünyada ve ülkemizde baş gösteren KORONOVİRÜS nedeniyle 12 mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından Pandemi ( Salgın, bulaşıcı hastalık) ilan edilmesi üzerine Maliye Bakanlığımızda 24.3.2020 tarihi itibariyle aldığı kararla bu olayın mücbir sebep kabul edildiği ve beyanname verme süreleri ve diğer vergi yükümlülüklerini erteleyerek yayımladığı 518 nolu VUK genel tebliği ile de uygulama esaslarını belirlemiştir. Buna göre genel tebliğ de Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunan mükelleflerin, Koronavirüs salgınından doğrudan etkilenen ve ana faaliyet alanı itibarıyla; alışveriş merkezleri dahil perakende, sağlık hizmetleri, mobilya imalatı, demir çelik ve metal sanayii, madencilik ve taş ocakçılığı, bina inşaat hizmetleri, endüstriyel mutfak imalatı, otomotiv imalatı ve ticareti ile otomotiv sanayii için parça ve aksesuar imalatı, araç kiralama, depolama faaliyetleri dahil lojistik ve ulaşım, sinema ve tiyatro gibi sanatsal hizmetler, matbaacılık dahil kitap, gazete, dergi ve benzeri basılı ürünlerin yayımcılık faaliyetleri, tur operatörleri ve seyahat acenteleri dahil konaklama faaliyetleri, lokanta, kıraathane dahil yiyecek ve içecek hizmetleri, tekstil ve konfeksiyon imalatı ve ticareti ile halkla ilişkiler dahil etkinlik ve organizasyon hizmetleri sektörlerinde faaliyette bulunan mükellefler ve Ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığı’nca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine ara verilmesine karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin 01/04/2020 ila 30/06/2020 (bu tarihler dâhil) tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmiştir.


Burada önemli bir husus vardır ki mücbir sebep ile zor durum halinin birbiri ile karıştırılmamasıdır. 213 sayılı VUK’ nun 17 nci maddesinde belirtildiği gibi mücbir sebebin dışında zor durum hali vardır. Zor durumda, mükellefler zaman zaman vergisel yükümlülüklerini zamanında belli nedenlerle yerine getirememekte, kesinleşen vergilerini süresinde ödeyememektedirler. Bu durumda mükelleflere borçlarını yerine getirebilmeleri için mühlet verilmektedir Mühlet verme Maliye Bakanlığı veya mahalline devredilebileceği yetki ile takdire bırakılmıştır.


Mücbir sebep ile ilgili genel anlamda bilgi verildikten sonra yargının mücbir sebebe bakış açısını belirtmekte fayda olduğunu düşünüyorum.


Mücbir sebep konusunda Danıştay’ın bazı kararlarını anlamakta zorlandığımız olmaktadır. Örneğin idarenin herhangi bir şekilde ihmali ya da kusurunun bulunmadığı mücbir sebeplerde idarenin sorumlu tutulamayacağı görüşündedir. Uzlaşma başvurusunun süresinde yapılmadığı yolundaki bir kararında, uzlaşma başvurusunun bir seçimlik hak olduğu, bu yol seçildiği takdirde ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde kullanılması gerektiği, bu süre geçirildikten sonra şirket yönetim kurulu başkanının hastalığı nedeniyle buna ilişkin raporda ibraz edilmesine rağmen yönetim kurulu başkanından başka şirketi temsile yetkili kişilerinde bulunduğundan ağır hastalık halinin mücbir sebep olarak kabul edildiği halde seçimlik hak olan uzlaşma müessesesine başvuru süresinin hesabında mücbir sebep olarak dikkate alınmamıştır.(DNŞ.3.D.E.2014/4788 K:2015/510) Danıştay yine bazı kararlarıyla mücbir sebeplerin dava açma sürelerini etkilemeyeceğini ,sürelerin hak düşürücü, illiyet bağının bulunması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini, gereğinde avukat marifetiyle dava açma yoluna başvurabileceğini kabul etmektedir. Bu tip sıkıntılı durumlarla karşılaşılmaması bakımından olacak ki Kanun Koyucu tarafından kanun ile 30.04.2020 tarihine kadar tüm sürelerin durduğuna dair bir düzenlemeye gidilmiştir.


Yargıtay’ın mücbir sebep ile ilgili yorumuna gelince, YHGK nun 27.06.2017 K.2018/1259 sayılı Libyadaki savaş nedeniyle bir hava yolu şirketiyle yapılan yolcu taşıma sözleşmesi sonucu çıkan bir uyuşmazlık nedeniyle vermiş olduğu kararda; mücbir sebep kavramına getirdiği yorum ‘ sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olay ‘ olarak yorumlamıştır.


Görüldüğü üzere özellikle yargı kararları ile karmaşıklığa sebep olunacak bir dönem ile ilgili mücbir sebep ilan edilmesi oldukça önemli bir düzenleme olmuştur.

112 görüntüleme0 yorum

Hozzászólások


bottom of page